11 Eylül 2012 Salı

Erkekler Ağlamaz

İlkini daha önce anlatmıştım. Yeni umutlarla gittiğim yeni bir yerde, nedensiz bir Zeki Müren mırıldanmasının beni zor durumda bırakışı. Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemeyip, yeni tanıştığım insanlara "Buraya en yakın su nerde var?" diye sorup kaçarcasına kendimi Almus Barajı yoluna vuruşum...

Yalnızlıktan mıydı? Yoksa korku muydu iyimser bir heyecana karışan. Sanmam. Bilemiyorum.

"Hani ey gözyaşım akmayacaktın."

İkincisi, balayımızın ilk günü, sevgili karımın güçsüzlüğüme ilk şahitliği olacaktı. Utandıracaktı sonradan bu taze evli 'güçlü erkeği.'

Tuğba'nın sesinin de resim yeteneği ile yarıştığını keşfettiğim anda huy edinmiştim arada şarkı söylettirmeyi. Sözlerini bilsin, bilmesin, her telden.

Tatil yerine olan yolculuğumuzda da işte ne güzel, playlist'imiz 'shuffle' modunda mutlu mesut gidiyorduk, eşlik bile ediyordum. Ne olduysa Çanakkale içine girdiğinde oldu. Kendimi tutamadım. Ve yine şaşaladım, anlam veremedim bir an.

"Memleket için benim dedelerim öldü, kaymağını hep başkaları yedi." diyebildim.

Üçüncüsünü de geçenlerde yaşayınca, bu yazıyı yazmaya karar verdim. Kardeşimin düğününe herkese sürpriz yaparak söz verdiğimden bir gün önce, ve Tuğba'yı önceden gönderdiğimden yalnız, gitmek için yaptığım yolculuk. Eskişehir'e yaklaştığım o mutluluk saatinde, sıra Trakyalı Candan'ın yüksek yüksek tepelerine geldiğinde sesi açışım ve fakat... Ulan ne oluyor? Kız mı veriyoruz be! Hem aklın sıra oğlun gibi gördüğün, senden sadece 2,5 yaş küçük, ve hayatta senden çok daha ilerideki -gurur duyduğun- kardeşindir!

Sadece hüzünden yahut bilinçaltına itilmiş sınıfsal eziklikten olmuyormuş bu demek, mutluluktan da olabiliyormuş. Tıpkı hayatının ilk -o yıllarca merak ettiğin- mutluluk gözyaşları deneyimini birkaç hafta önce kardeşinin nişan töreninde yaşayıp yine zor sakladığın gibi. Allah'tan bu sefer yalnızsın, kimse görmedi.

Akılda kalansa, hayattaki onca duruşa, heybete, kahkahaların ve sertliğin ardına gizlenmeye çalışılan duygusallığa binaen, "Ağlak mıyım lan ben?!" şaşkınlığı.